Halkçı Başkan 3 Ayda Belediyenin 12 Milyon Borcunu Ödedi
61 milyon TL borçla devraldığı belediyenin 12 milyon TL’sini ödeyen Başoğlu, hem siyasi tecrübesi hem de yönetim becerisiyle ön plana çıkıyor.
Halkın İçinden Bir Başkan
Tepeden inme bir politikacı değil, halkın içinden yetişmiş biri olan Tuncer Başoğlu, halkla yakın ilişkiler kurmayı sürdürüyor. Onu bazen bir köy kahvesinde halkla sohbet ederken, bazen bir parkta çocuklarla oynarken veya traktör üzerinde tarlada çalışırken görmek mümkün. Hayrabolu’da 7’den 70’e herkesin “Bizim Başkan” dediği Başoğlu, sadece Hayrabolu’daki çiftçilerin değil, Türkiye genelindeki çiftçilerin de sesi olmaya çalışıyor. Bunun en büyük örneklerinden biri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i Hayrabolu’ya davet ederek büyük bir buğday mitinginin düzenlenmesine ön ayak olması.
Eleştiriler ve Saldırılar
Ancak Başoğlu’nun başarıları bazı çevreler tarafından görmezden geliniyor. Halktan biri gibi davranması nedeniyle eleştirilen Başoğlu, bazı kesimler tarafından sürekli saldırıya maruz kalıyor. Bu eleştirmenler, belediye başkanı denince akıllarına makam odasından çıkmayan, resmi kıyafetler giyen ve halka mesafeli duran tipler geldiği için Tuncer Başoğlu’nun tavırlarını yadırgıyor.
Başoğlu’nun üç ayda belediye borcunun beşte birini ödemesi yerine, giydiği kıyafetleri haber yapanlar, bu eleştirilerle onu yıpratmayı hedefliyor. Ancak bu çevreler, Tuncer Başoğlu’nun gerektiğinde resmi kıyafet giyen bir protokol adamı olduğunu ve Ankara’da, İzmir’de, Adana’da ve Türkiye’nin pek çok şehrinde hem siyasi hem de sivil toplum kuruluşları görevlerinde başarılı olduğunu; onlarca siyasetçi ve STK yöneticisinin yetişmesine katkısı olduğunu bilmiyorlar.
Kendisini Halktan Biri Olarak Konumlandırıyor
Tuncer Başoğlu, nerede nasıl davranması gerektiğini bilen, eleştirilerine rağmen siyasi bilgi ve deneyimini koruyan bir isim. Siyaseti ve güncel olayları iyi analiz eden Başoğlu, kendisini halkın bir parçası olarak konumlandırıyor ve bu yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Halka tepeden bakan kibirli politikacıların devrinin bittiğini bilen Başoğlu, en doğru tavrın halkla iç içe olmak olduğunu savunuyor.
Editör: Fatih ERGE